OVER (YUMURTALIK) KANSERİ
Kadınlarda jinekolojik kanser sıralamasında rahim kanserinden sonra en sık görülen kanserler, yumurtalık kanserleridir.
Yumurtalık kanserlerinin %90 ‘ı yumurtalığın epithelial kanserleridir. Yumurtalık yüzeyini kapsayan ve karın zarı ile devam eden yüzey epitelinin kanserleridir. Epitelial over kanserlerine 55-60 yaş sonrası yani menapoz sonrasında daha sık rastlanır, ancak daha genç kadınlarda da görülebilir. Yumurtalık kanserlerinin geri kalan %10 u epithelial olmayan hücrelerden kaynaklanmaktadır. Bunlar germ hücreli tümörler(yumurta hücresi öncüleri), sex kord stromal tümörler(yumurtalığın hormon salgılayan hücreleri), diğer seyrek tümörler ve başka organlardan gelen metastazlarla oluşan kanserlerdir. Germ hücreli tümörler yumurtalık kanserlerinin %5 ini teşkil eder ve genellikle 30 yaş altında rastlanır. Yine sex kord stromal tümörler de yumurtalık kanserlerinin %5 ini oluşturur.
Şikayetler
Yumurtalık kanserlerinin erken dönemde yakalanamamasının en önemli nedeni erken dönemde çoğunlukla şikayete yol açmamasıdır. Yol açtığı şikayetlerin çoğu da hastalar tarafından erken dönemden çok da ciddiye alınamayabilecek karakterdedir. Belirtileri doğru zamanda değerlendirmek ve bir uzmana başvurmak, düzenli jinekolojik kontrolleri yaptırmak erken tanıda en önemli basamaktır.
En sık rastlanan şikayetler,
- Karın ağrısı ve kasık ağrısı
- Karın şişliği, karın çevresi artışı
- Karında dolgunluk ve basınç hissi
- Gaz, hazımsızlık, bulantı
- Kabızlık ve ishal atakları
- İştahsızlık, çabuk doyma hissi ve kilo kaybı
- Bel ve sırt ağrısı
- Halsizlik yorgunluk
Tarama Yöntemleri
Rahim ağzı kanserinin pap smear ile taranması gibi yaygın,kolay ve ucuz bir tarama yöntemi yumurtalık kanserleri için henüz söz konusu değildir. Hala en iyi yöntem vaginal ultrasonografi ile yumurtalıkların ayrıntılı değerlendirilmesidir. Halk arasında yaygın olarak bilinen tümor markerleri özellikle ca 12-5 birçok farklı durumda yükselebileceği için tarama metodu olarak kullanılması uygun değildir. Ancak şüpheli kist ya da kitlelerin değerlendirilmesi veya yumurtalık kanseri sonrası takipte kullanılması uygun olur.
Tanı için Uygulanan Tetkikler
Şikayetleri dinlenip iyice algılandıktan sonra yapılan jinekolojik muayenede yumurtalıklarda var olan kist veya kitleler belirlenir. Bunun ardından tümör markeri olarak adlandırılan ve anormal hücrelerden salınması beklenen kan testleri istenir. Bu testlerin yumurtalıklarda en sık kulanılanları CA 12-5, CA 19-9, ca 15-3 CEA, AFP, HCG ve HE4 olarak sıralanabilir. Tümör markerleri iyi huylu ya da kötü huylu başka bir çok durumda yükselebileceği için hastanın yaşı, şikayetleri, fiziksel durumu, muayene bulguları ve ultrasonografik özellikleri göz önüne alınarak değerlendirilmelidir. HE4 son yıllarda menapoz öncesi ve sonrası farklı skorlama oranları ile değerlendirilen ve CA 12-5 e göre daha spesifik olabilen bir tümor markeridir.
Ultrasonografinin ardından yumurtalıkların yer aldığı pelvis alanı ve üst batındaki organların ve lenf düğümlerinin değerlendirilebileceği tüm batın ultrasonografisi, magnetic rezonans (MR) veya bilgisayarlı tomografi (BT) veya PET yapılabilir. Böylece kist ya da kit büyüklüğü, etraf organlarla ilişkisi, mesane ve bağırsakların durumu, lenf düğümlerinin durumu ve uzak organ metastazları değerlendirilebilir. Tedavi başlamadan önce yapılan ayrıntılı değerlendirme tedavi planlamasında çok büyük önem taşır.
Korunma
Yumurtalık kanserlerinin %85 gibi çok büyük bir çoğunluğu epithelial kanserlerdir. Biz artık yumurtalık yüzey hücresini ilgilendiren epithelial kanserlerin tüplerin(fallop tüpleri) ucundan başlayıp sonrasında yumurtalık yüzeyine ekildiğini biliyoruz. Buradan hareketle eğer kadın doğurganlığını tamamlamış ve tüplerinin bağlanmasını istiyorsa hasta ile bu detay ayrıntılı paylaşılıp tüplerinin alınması çok daha doğrudur. Yumurtalık kanseri riskinin yüksek olduğu durumlarda ise koruyucu önlem yumurtalık dokusunun korunup tüplerin alınması ve yumurtalık kanseri riskinin %85 azaltılması olmalıdır.
Tedavi
Yumurtalık kanserlerinin tedavisi cerrahi esasına dayanır. Yumurtalıklar, tüpler, rahimin alınmasının yanı sıra omentum, apendiks, pelvik ve paraaortik lenf düğümleri alınır. Bu arada eğer batın içinde herhangi bir noktada tümor görülürse çıkarılmalıdır. Cerrahi tedavide temel amaç tümor yükünün azaltılmasıdır. Batında ve pelviste hiç odak kalmadığında ya da kalan tümor dokusu 1 cm nin altındaysa sağkalım çok daha iyi olacaktır.
Cerrahi tedavi sonrasında eğer gerekliyse kemoterapi uygulanır.
Cerrahi ve kemoterapi sonrasında 6 aydan kısa sürede nüks olmuşsa başka bir kemoterapi protokolüne geçilir. Eğer nüks kemoterapi bitiminden 6 ay sonrasında olmuşsa mümkün olduğunca tekrar cerrahi uygulanıp kitle temizlenir ve ardından tekrar kemoterapi uygulanır. Yumurtalık kanserlerinde nüks oldukça sık görülmekte olduğundan hastalar takip açısından bilinçlendirilmelidir.
Eğer kadın genç ve henüz çocuk sahibi olmamışsa şartlar izin verirse doğurganlık koruyucu cerrahi uygulanabilir. Ülkemizde artık yumurta dondurulması yasal olarak mümkündür ve oldukça uzun süre sağlıklı biçimde saklanabilmektedir. Ancak doğurganlık koruyucu cerrahi ya da tedavi seçiminin kadının sağkalımına etkisi etraflıca düşünülmeli ve tartışılmalıdır.
Yumurtalık kanserleri cerrahi ve onkolojik tedavisi multidisipliner bir iştir. Jinekolog onkolog ve medikal onkologların iyi bir iletişim ve titizlikle yürüteceği bir program dahilinde uygulanmalı ve hasta daima jinekolojik onkoloji eğitimi almış uzman ellerde ameliyat edilmelidir.