X

Gebelik Öncesi Başvuru: Nasıl Planlamalıyız?

 

Gebelik öncesi hazırlık ve bilgilenme amacı ile yapılan doktor ziyaretini de kapsayan bu planlama artık giderek rutin hale gelmeye başlamıştır.  Planlamanın kadına ait bölümünün yanı sıra bir de aile öyküsü ve laboratuarı içeren bölümü vardır.

 

Planlamanın genel hatları;

 

*Aile öyküsü ve çifte ait bilgilerin toplanması,

*Jinekolojik muayene, ultrasonografi ve pap smear yapılması

*Eğer ideal kilonun üzerindeyse bu yüksekliğin oranına göre bir zayıflama planının çıkarılması

*Tiroid hormonlarında anormallik varsa düzeltilmesi

*Rubella bağışıklığının belirlenmesi,

*Sigara ve alkol gibi alışkanlıkların gözden geçirilmesi

*Yaşam şekli ile ilgili önlem ve hazırlıklar

*Korunmayı bırakmadan 3 ay önce folik asit başlanmasıdır.

 

Aile öyküsü ve çifte ait bilgiler toplanmalı ve eğer ailede genetik geçişi mümkün hastalık varsa ya da çiftin daha önceden sorunlu gebelikleri varsa bu olasılıklar tekrarlama riskleri açısından gözden geçirilmeli ve risk takibi için gerekli hazırlıklar yapılmalıdır.

 

Jinekolojik muayenede enfeksiyon varsa tedavi edilmelidir. Üreoplasma, chlamidia ve trichomonas gibi birtakım enfeksiyonların erken doğuma neden olabileceği bilinmektedir. Pap smear yapılıp rahim ağzı hakkında bildi edinilmeli ve sorun varsa gebelik başlamadan çözülmeli, önlem alınmalıdır. Jinekolojik ultrasonografide de myom, over kisti ya da endometrial polip varlığı yanı sıra rahimde olabilecek doğumsal anomaliler (çift rahim, uterin septum gibi) belirlenebilir. Bu problemler önceden belirlenirse gebelik başlamadan önce cerrahi olarak sorunlar düzeltilebilir. Eğer cerrahi endikasyon olmadığına karar verilirse en azından gebeliğe ait risk faktörleri önceden kararlaştırılıp kadının yaşam şekli  ve tıbbi tedavi gerekip gerekmediğine karar verilebilir. Kadının kansızlığı varsa gebelik öncesi tedavi edilir.

 

İdeal kilonun üzerinde gebe kalmak; kilonun ne kadar yüksek olduğu ile orantılı olarak gebeliklerde sorunlara yol açabilmektedir. Gebeliğe bağlı diyabet, gebelik hipertansiyonu, vaginal doğum zorlukları, sezeryanda yara yeri iyileşme problemlerini de içeren sorunlar gebeliği ve doğum sonrasını zorlaştırabilir. Kilo vermek hedeflendiğinde beslenme tedbirlerinin yanı sıra yürüyüş yapmak ya da bisiklete binme gibi kardio egzersizleri yanı sıra pilates gibi kas gücünü artıran egzersizlerden de destek alınabilir. Bu süreç ve sonrasında günde en az iki litre sıvı alınması alışkanlık haline gelmelidir.

 

Tiroid hormonlarının gebelik öncesi değerlendirmesi gebelikte birçok sorunun önüne geçmemizi sağlayacaktır. Hipotiroidide tiroid hormonları az salınmaktadır ve bu durum fetusun zihinsel gelişimini olumsuz etkileyebilmektedir.  Hipertiroidide de yine erken doğum ve fetusta da hipertiroidi ile ilgili komplikasyonlar yaşanabilir. Hedef olarak belirlenen rakam; TSH değerinin ilk 12 haftada 2.5 ve sonrasında 3 ün altında tutulmasıdır. Serbest T4 değerinin de normal aralıklarda kalması önemlidir.

 

Rubella olarak anılan kızamıkçık enfeksiyonu erişkinlerin %85 inde çocuklukta geçirilmiştir ve testlerde IGG pozitifliği görüldüğünde bağışıklık belirlenebilir. Kalan %15 kadın eğer enfeksiyonu ilk 12 haftada geçirirse fetusta %90 enfeksiyona rastlanmaktadır. Bu yüzden eğer kadın bağışık değilse mutlaka gebelikten önce aşılanmalıdır. Aşıdan 2 ay sonra gebe kalınmasında hiçbir sakınca yoktur.

 

Sigara kulanımı gebelikte erken doğum, fetusta gelişme kısıtlılığı gibi bir çok soruna yol açabilmekte ve çocukta sonradan da ilk bir yaşta beşik ölümleri,öğrenme ve konuşma bozuklukları ie ilgili görünmektedir Nikotin yağda hızla eriyen bir maddedir ve plasentadan çok kolay fetusa geçebilmektedir. Bu yüzden gebelik öncesinde bırakmakta büyük yarar vardır. Gebelikte bırakmak psikolojik olarak bazen çok zor olmakta, ancak bazen de ilk haftalardaki bulantı ile beraber kadın doğal olarak sigaradan da tiksinebilmektedir. Sigara bırakma eyleminin gebelik dönemine ertelenmesi zor bırakma psikolojisinin gebeliği ruhsal olarak olumsuz etkilemesine neden olabilir.

 

Alkol kullanımı için gebelikte söylenebilecek en önemli söz: alkolün toksik sınırının belli olmayışıdır.  Dolayısı ile az miktarda alkol alımının da fetusun beyin gelişimini olumsuz etkileyebileceği bilinmelidir. Eğer alışkanlık olarak alkol tüketiliyorsa gebelik öncesi azaltılmalı ya da bırakılmalı, gebelikte ise asla alkol kullanılmamalıdır.

Bu madde altına gebelik öncesi anti-depresan,anti-psikotik ilaçlar, uyku ilaçları ve izotretionin içeren akne ilaçları gibi ilaçların da gebelik öncesi ilgili doktorlarla paylaşarak yardım alınması ve kesilmesi uygun olacaktır.

Ağrı kesici kullanımına dikkat edilmeli ve mümkün olduğunca sadece paracetamol türevi ağrı kesiciler kullanılmalıdır.

 

Gebelik öncesi yaşam şeklinin gözden geçirilmesi önemli bir kavramdır ve çok fazla alt bileşeni vardır. Eğer kimyasal madde ile uğraşılan işler(boya sanayii gibi), radyasyona maruz kalınan işler(radyoloji teknisyenliği, radyologlar ve radyasyon onkologları gibi), ağır bedensel güç gerektiren işlerle uğraşılıyorsa gebe kalındığında yeniden düzenlemeler yapmak gerekecektir. İş yerlerini gebelik durumunda erken bilgilendirmekte yarar vardır. Zira iş yerleri de yasal olarak çalışanlarını korumakla yükümlüdür. Cep telefonlarının gereksiz kullanımı da azaltılmalı ve  kulaklık kullanımı ve telefonu karından uzak tutmak gibi önlemler alınmalıdır.

Aşırı hareketsiz bir yaşam sürülüyorsa  bir egzersiz biçimi mutlaka benimsenmeli ve düzenli yapılmalıdır. Sigara ve alkolden uzak durulmalı ve beslenme düzenlenmelidir. Aşırı bedensel güç gerektiren ve risk alan spor dallarının da gebelikte yapılması uygun değildir. Egzersiz planının bu düşünceyle gebelik öncesi değiştirilmesi gerekecektir.

 

Gebelik öncesi folik asit kulanımı artık ülkemizde de oldukça oturmuş durumdadır ve çoğu kadın zaten folik asit kullanımından haberdardır. Folik asit kullanımı günde 400 mikrogram olarak , her gün bir adet ve unutmadan, korunmayı bırakmadan 3 ay önce başlanmalıdır. Folik  asitin mutlaka metil formları tercih edilmelidir. Gebelik öncesi dönem, gebe kalıyorken ve gebeliğin erken döneminde de kullanmaya devam edilmelidir. Eğer kadın daha önceden nöral tüp defekti olan fetus öyküsüne sahipse o zaman doz on katına kadar çıkarılabilir. Folik asitin doğru zamanda ve yeterli doz  kullanımının fetusta nöral tüp defekti sıklığının belirgin olarak azalttığını biliyoruz. Aynı zamanda folik asit kadında demir metabolizmasında kullanılmakta ve kan yapımında da destek olmaktadır.