X

IV THERAPİ İLE SAĞLIKLI VE UZUN YAŞAM YAŞAM HEDEFİ

 

Son yıllarda bütün dünyada sağlık kavramı dinamik biçimde başka anlamlara ulaşmaya çalışıyor. Geleneksel tıpta sadece şikayet ve bulgulara bakıp, tetkik yaptığımız ve tedavi verdiğimiz anlayış elbette akut hastalıklar ve cerrahi durumlar için her zaman geçerliliğini koruyacaktır. Ancak sağlıklı hayata bakış açısı;  sağlıklı, mutlu ve uzun yaşamak, sağlığının yanısıra güzelliğini ve gençliğini koruyarak yaş almak kavramı yani LONGEVİTY ve WELNESS kavramları ile yeni bir boyut kazanmıştır.

 

Sanayi devriminden bu yana doğa kirliliğinin artması ile epigenetik kavramının önemi açığa çıkmıştır. Bir hastalığa meyil oluşturan genetik yatkınlığın çevresel faktörler tarafından kolaylaştırılması ve risklerin çok artması EPİGENETİK etki olarak tanımlanıyor. Meme ve yumurtalık kanserlerinin riskinin arttığını ifade eden ve hepinizin yakından tanıdığı BRCA1 ve BRCA2 pozitifliklerinde 1940 öncesi meme kanseri riski %24 iken günümüzde %85-90 lara ulaşmıştır. Çok başka bir örnek olarak bundan 50 yıl önce 1/8000 olan otizm riskinin günümüzde 1/50 oluşu son derece dikkat çekicidir. Çevresel kirliliğin yaşamımıza yüklediği negatif yükler tartışılamaz biçimde artmıştır.

 

Sadece hastalıklardan korunma bile çok büyük amaç iken elbette sağlıklı, güzel, mutlu yaş alabilmek hem bedenen hem de zihnen ve ruhen genç kalmayı sürdürebilmek artık son derece kabul edilebilir bir hedeftir. Bu hedefler için ihtiyacımız olan aminoasit, mineral, vitamin ve antioksidanların bir kısmı vücudumuzda sentezlenir ve bu grubun hammaddelerini doğru desteklersek vücut kendi desteğini sağlayacaktır. Bir de tamamen havadan, sudan ve topraktan yani besin, su ve solunum yolu ile almak zorunda olduğumuz desteklerimiz vardır. Esansiyel olan ürünler vücudumuzda üretilemez ve mutlaka dışardan alınmak zorundadır.

 

Sanayi Devriminden bu yana artan hava kirliliği, tarım ilaçları, yabani ot ilaçları, kimyasal gübreler, besinlerde kullanılan katkı ve koruyucular, tarım ve hayvancılıkla kullanılan hormon ve antibiotikler gibi uzun bir zararlı etken zinciri doğal ürünlerden pek çok desteği yok etmiştir. Toprak kirliliği tek başına besinlerin içinde olması gereken vitamin ve minerallerin önemli bir kısmını neredeyse yok etmiştir. Bu nedenle fonksiyonel tıp; sağlığın devamı için dışarıdan bazı besin desteklerini devamlı bazılarını ise kişiye özel ya da güncel ihtiyaçlara özel olarak alınmasını önerir.

 

Besin desteklerinin ağızdan barsağa kadar kendine has emilim bölgeleri vardır ve sağlıklı emilim için en başta sağlıklı bir sindirim sistemi gerekir. Günümüz beslenmesinde dışarıdan aldığımız besin desteklerinin ancak %10-20 kadarı sistemik dolaşıma geçebilmektedir. Bu durum da hücresel ve metabolik destekte zaman zaman yetersiz kalabilmektedir.

 

IV Therapy, yani -damar yolundan tedavi olarak tanımlanan sağlık uygulamalarında aminoasit, vitamin ve antioksidanlar doğrudan damar yolundan verilmekte ve bu yöntemle %90-100 arası bioyararlanım sağlanmaktadır. Her ürün için veriliş yolu, hangi sıvı ile etkinlik sağlanacağı, ürünlerin birbiri ile etkileşimi, ürünlerin ışıktan korunması, infüzyon zaman çizelgesi ve o sırada sizin bulgularınızın izlenmesi; ideal ve emniyetli  IV THERAPY için son derece önemlidir. Sadece hekiminiz size özel koşullarda hangi tedavinin size uygun olacağına ve tekrarlayan uygulama gerekip gerekmeyeceğine karar verebilir. Tüketim dünyası olan günümüz koşullarında IV THERAPY bir çılgınlık haline gelmemeli ve yarar beklentisi sizi zarar görebileceğiniz bir duruma düşürmemelidir. Her tedavi özel koşullarda, sürelerde ve gerekirse kombinasyonlarda planlanmalı, hazırlanmalı ve tecrübeli bir uygulayıcı tarafından gerçekleştirilmelidir.

 

IV THERAPY hangi kazanımları sağlar?

 

*Antioksidanlar güçlü bir kanser savaşçısıdır

 

*İnsülin direncinde kullanımı metabolik destekte çok önemlidir. Hem hormonal destekteki doğrudan rolleri hem de detoksifikasyon ve enerji üretimi aracılığı ile hormon fonksiyonlarının düzenlenmesine yardımcı olur.

 

*Hücresel yaşlanmanın önüne geçmek hem hastalıklardan korunmada hem de estetik yaşlanmanın önlenmesinde telomerleri uzatarak bize yardım eder

 

*Bağışıklık sisteminin desteklenmesi akut ve kronik hastalıkların engellenmesinde en büyük silahımızdır.

 

*Konsantrasyon, hafıza,öğrenme, zihinsel ve ruhsal desteklenmede son derece önemlidir.

 

*Kimyasal toksin ve ağır metallerin vücuttan temizlenmesi yani detoksifikasyon sisteminde çok önemli yeri vardır.

 

*Cildin yaşlanmasını geciktirir ve cilt sorunlarını azaltır.

 

*Egzersiz sonrası iyileşme sürecini kolaylaştırıp kısaltır

 

*Hücrenin enerji üretim merkezi olan mitokondriyi destekleyerek enerjimizi artırır