Bütün dünyada beklenen yaşam süresinin 80 yaş civarına uzaması ile beraber orta yaş tartışması da değişti. Belli ki bu sınır hepimiz için farklı tanımlanmalı… Eğer bu sınır bize bağlı ise o zaman belli ki orta yaş ve ötesini ertelemek ya da mutlu ve sağlıklı bir yaşlılık planlamak için çabalamak, hem de samimiyetle çabalamak gerekiyor.
Kadın için bu sürecin menopozla beraber başladığını düşünmek ilk yanlışımız olduğu için düşünce biçimimizi en başından yapılandırmamız gerekiyor. Menopoz Türkiye ortalamasında 47 yaş civarında başlıyor ve belli ki yaşamımızın yarıya yakınını menopozda geçirme olasılığımız yüksek görünüyor. Yani menopoz yeni orta yaş tanımlamasından önce, yetişkinlik çağı döneminde başlıyor. Bu durumda hep beraber; genç, yetişkin ya da orta yaş, kendinizi nerede görüyorsanız görün ne yapacağımıza bakalım biraz;
Daha çok hareket edelim ve en değerli aerobik egzersiz olan yürüyüşü en kısa zamanda günlük alışkanlık haline getirelim. İlerleyen zamanın getireceği kas kaybını gözeterek mutlaka direnç egzersizleri yapalım. Tabii yüzme ve pilates olursa çok daha etkili bir program uygulamış oluruz.
Daha az yiyelim, mutlaka harcadığımızdan daha az yemeye özen gösterelim. Kas kaybını önlemek için protein alımını yeterli düzeyde tutmak gerekiyor. Yağlanmadan kaçınmak için de gereksiz yağ ve karbonhidratı azaltmak, tatlı alımını kısıtlamak, öğünleri küçültmek ve yemek saatlerini düzenlemek, geç saatte yemekten uzak durmak mantıklı olacaktır. Uzak durulacak besin listesi oldukça uzun, ancak işlenmiş gıdalar, tuz, şeker, beyaz un bunların başında geliyor.
Sağlık kontrollerimizin düzenli yapılması en temel hakkımız olan hastalıklardan korunma şansını bize verecektir. Bir hastalığı önlemek tedavi etmekten her zaman daha kolay, daha az zahmetli, daha ucuz, daha acısız ve daha az çaba gerektiren bir aktivitedir. Kontrollerin bize erken tanı şansı vermesi de keza işler çığırından çıkmadan yardım almamızı kolaylaştıracaktır.
Yaşla giderek azalan arkadaş, dost ve akraba sayımız göze alındığında can yoldaşlarımızla bir arada olmak, ilişkilerimizi korumak ve beraber olmak için fırsat yaratmak ömrümüze ömür katacaktır. Bu arada yıpratıcı ilişkileri yavaş yavaş hayatımızdan çıkarabilmiş olmamız da güzel olabilir elbette… Aileyi bir arada tutma çabası bütün aile fertlerine ait karşılıklı bir çabadır ve yaşamın her döneminde hepimiz için vazgeçilmez olmalıdır.
Maneviyatımızı, iç dünyamızı, ruhumuzu beslemek için yaptığımız her şey; okumak, ibadet etmek, meditasyon yapmak, yardımlaşmak, iyilik yapmak, güzel müzik dinlemek, keyif alacağımız hobiler edinmek yaşamımızı mutlu geçirmemiz için bizi her zaman yukarı taşıyacaktır.
İnandığım odur ki, hayat bize çok şey getirdiği kadar biz de hayattan bir biçim yaratıp içine giriyoruz… Sağlıklı, mutlu ve ümidini hiç kaybetmeyen yaşlarımız olması dileği ile…