Özel sektörde, aynı hastanede tam olarak 18 seneyi devirerek İstanbul’da ki çok az meslektaşıma nasip olacak bir tecrübeye sahip olmalıyım. Hastanemi çok sevdiğimi bilenler çoktur, ancak bir şekilde statükoyu korumak da sabır işidir elbete… Bana aynı kurumda çeşitli katları dolaşarak 4. ofisimde geçirdiğim 18 yılın az sayılabilecek dezavantajı olsa da çokça avantajı olmuştur. Birçok kadının, çiftin, büyük ailelerin, doğurttuğum doğurtmadığım yüzlerce çocuğun değişimine şahitlik ettim.
Bunların en güzeli hastalarımla beraber büyümek ve neredeyse çocuklarımızı da aynı zamanlarda doğurduğumuz dostlarla beraber çocuk büyütmek olmuştur sanırım… Şimdi Şifa’da doğurttuğum çocuklar türlü çeşitli yaşlarda beni ziyarete gelince bir yanım çok mutlu olurken bir yanım nasıl hızla büyüdüklerini algılayamıyor.
Kızlarımın büyük bir kısmı yavaş yavaş hastam olmaya başladı. Adet ağrıları, adet düzensizlikleri, akıntıları, onları çok sinirlendiren tüylenmeleri ve sivilceleri, adet öncesi gerginlikleri, kontrol edemedikleri kilo alımları, zayıflık sorunları gibi çok çeşitli nedenlerle geliyorlar. Bazen de meme büyüklüklerini beğenmiyor, meme asimetrisinden hoşlanmıyor, genital bölgelerinin şekillerini sorguluyorlar ve bunları karşılıklı değerlendirip konuşuyoruz. Onların sorun olarak algıladıkları her ayrıntıyı çok ciddiye alıp değerlendiriyorum ve doğrudan kendileri ile konuşmayı tercih ediyorum. Kızlarımın büyük çoğunluğu onların adına annelerinin konuşmasından hoşlanmıyor, sözlerinin kesilmesini istemiyor ve ciddiye alınmayı çok önemsiyorlar. Ancak annelerinin yanında olmasından çok memnunlar, çünkü bir tarafları ile çok çocuklar… Ciddiye alınmayı bekleyen tarafları ile kendi gözlerinde o kadar büyükler ki, onlarla sohbete bayılıyorum…
Ergen muayenesi erişkin muayenesinden oldukça farklı aslında… Doktor-hasta ilişkisi ile doktor-çocuk ilişkisi karışımı, çoğu güven ve sevgi temeli olan, daha az tıbbi görünen, elbette aslında çok da tıbbi bir şey… Kızım büyüdükçe hakim olmaya başladığım ve onları uyumlamaya çalıştığım genç olma gerçeği kolayca ilişkiye hakim oluyor. Zira erişkin görmeye alışmış biz naçizane kadın doğum hekimleri, bazen onları gereksiz yere fazla çocuk bulabiliyoruz.
Onlara cinselliği, kendilerini tehlikeli yaklaşımlardan nasıl koruyacaklarını, bedenlerinin kendilerine ait olduğu ve izin vermeden kimsenin dokunamayacağı gerçeğini hepimizin öğretmesi gerekiyor. Tam da bunun için çocuklarımızla doğru, dürüst, ciddi, samimi, biraz kararlı ve otoriter, çokça destek olarak her şeyi paylaşmamız gerekiyor. Türkiye’de kadın olmak gerçeğinin farkında olmak ve kendilerini korumayı öğrenmek önce bizlerin desteği ile başlıyor.
Rahim ağzı kanseri için aşılanmaları gerektiğini ve bu virüsün bulaşma yollarını anlatmak, onları erişkin ciddiyeti ile işbirliğine davet etmek anlamına geliyor. Hiçbir paylaşım olmaksızın neden aşılandıklarının farkına varmadan aşı yapmanın onlara haksızlık olduğunu düşünüyorum. Çoğu çocuk yanı ile ilk anlattığımda aşıdan korkuyor, sonra hemen genç kızlığa bürünüp mantığını algılamaya çalışarak soru soruyorlar, neden-sonuç bağlantılarını öğrenmeye çalışıyorlar, riskleri ve uzun vadeli sonuçları bile sorguluyorlar.
İtiraf ediyorum ki, çok sevdiğim işimin artık en güzel ayrıntıları arasında yerlerini çoktan aldılar bütün masumiyetleri ile…
Kızlarımı: bilgiye, ilgiye, samimiyete ve iletişime açık; duyarlı ve çok saygılı buluyorum… Hak ettikleri değeri hayatlarının her noktasında bulmalarını bütün kalbimle diliyorum…
Sağlıklı, hep yanlarında olmak dileği ve çok sevgilerimle…