POLİKİSTİK OVER VE FONKSİYONEL TIP YAKLAŞIMI
Hekimlik pratiğime fonksiyonel tıp bakış açısını eklemeden öncesinde en büyük sıkıntılarımdan biri polikistik overe bir türlü gerçekten içime sinen bir yaklaşım getirememekti. Standart eğitimimizde metabolik sendrom ya da kronik enflamasyon, hormon fonksiyonlarında oluşan fonksiyonel problemlerin sistemik sonuçları olabileceği gerçeği sınırlı ve doğrusu bilgi yetersizliği olan bir alandı.
Polikistik overi sadece
*yumurtlama güçlüğü,
*çocuk sahibi olabilmekte yaşanabilecek zorluk,
*adet seyrekliği,
*kilo almaya meyil,
*tüylenme ya da
*akneden ibaret gördüğümüz zaman mekanik bir tedaviye yöneliriz ve her şikayet için bir ilaç vererek bu güçlüklerle baş etmeye çalışırız.
Bu yüzdendir ki ergenlik gibi çok genç yaşlardan itibaren seneler boyu doğum kontrol hapı kullanan çok sayıda kadın görüyorum. Sadece adet düzeni için kullanılan doğum kontrol hapları hormon fonksiyonlarını hipofiz bezinden bastırdığı için elbette tüylenme ve akne de azalıyor. Eğer adet ağrısı varsa bu konuda da rahatlık sağlıyor ve kadın yaşamının büyük bölümünde kullanımı kolay bir tedavi biçimi olarak ortaya çıkıyor.
Peki doğum kontrol haplarının polikistik over tedavisinde yeri var mı?
Bu sorunun yanıtı kocaman bir HAYIR…
Polikistik over ultrasonografik olarak genç kadınların %23 ünde gördüğümüz bir durum ancak sadece %9 ‘unda klinik bulgular var. Rotterdam Kriterleri’ne göre de polikistik over sendromu tanısı için üç temel bulgunun olması gerekiyor:
*USG’de overleri polikistik görmek
*Sürekli bir adet seyrekliği
*Tüylenme ve/veya akne (akne tek başına yeterli değil)
O zaman tedavi nasıl yapılır?
Öncelikle söylemeliyim ki genç kadınlarda gördüğümüz polikistik over sendromu bir metabolik sendromdur. İlk araştıracağımız konu da insülin direncidir. İnsülin direncinin giderilmesi için de mutlaka yaşam biçimi değişikliklerine gitmek gerekir. Polikistik over birdenbire tedavi edeceğimiz bir durum değildir. Ancak ve ancak birlikte yaşamayı öğrenmemiz gereken bize ait bir gerçekliktir.
İnsülin direncinin giderilmesinin en önemli yolu metabolizmanın doğru çalışmasından geçer. Bu da sadece insülin metabolizması ile değil, aşırı aktif sürrenal aksın (stress ve önü alınamaz kortizol yüksekliği) sakinleştirilmesi, tiroid fonksiyonlarının düzenlenmesi , vücutta mineral ve vitamin eksikliklerinin belirlenmesi ve yerine konması ile başlamalıdır.
Polikistik overde sadece magnezyum eksikliğinin nasıl bir katkısı olduğuna bakalım:
***Polikistik overde serum testosteron düzeyi ile hücre içi magnezyum düzeyi ters orantılıdır. Çalışmalar sınırlı sayıda olsa da PCOS vakalarında magnezyum eksikliği olduğu düşünülmektedir. Aynı zamanda HOMA-IR değeri yükseldikçe de magnezyum düzeyi düşmektedir. Bu nedenlerle PCOS de magnezyum replasmanı hem hiperandrojenizm ve hem de insülin direncinin giderilmesi aşamasında gereklidir.
Magnezyum pankreatik B hücrelerde elektrik aktivitesi ve insülin salınımını düzenler. Hücre içi magnezyum konsantrasyonu insülin reseptörünün fosforilasyonu için kritiktir. Düşük magnezyum düzeylerinde tirozin kinaz aktivitesi azalır ve post-reseptör insülin aktivitesi bozularak glukozun hücre içine girişi dirençle sonuçlanır. Bu da insülin direnci anlamına gelir.
İnsan vücudu o kadar karmaşık bir mekanizma ile işliyor ki 800 enzimin çalışmak için ihtiyaç duyduğu magnezyumun eksikliği tek başına sistemin doğru çalışma şansını azaltıyor.
Bu konuda tedavinin ve tüm vücut sağlığının temeli sağlıklı beslenme ve sağlıklı bir sindirimden ve yeterli bir bağırsak mikrobiatasından geçiyor. Söz şudur ki bağırsaklarımızdaki sağlıklı bakterileri ifade eden mikrobiomumuz ne ise biz oyuz. Ve elbette besinlerimizi ve yeme-içme alışkanlıklarımızı ve saatlerimizi nasıl ayarlıyorsak metabolizmamız da buna göre bir pozisyon alıyor. Arada sürekli atıştırılan bir günlük beslenmede hele de karbonhidrat ve şeker ve bir şekilde varsa insülin sürekli salınım alarmında kalıyor ki kan şekerini hücre içine sokup şeker değerini kontrol edebilsin. Bu halde iken de insülin yüksek kalıyor ve en ufak açlık halinde kan şekerimiz düşüyor ve yine birşeyler yemek istiyoruz. Bu kısır döngünün mutlaka ve kalıcı olarak kırılması gerekiyor ki iyi olalım ve iyi kalalım.
Sağlıklı beslenmeyi bir diyet programı kilo verme hedefi olarak görmeyi bırakıp bir yaşam biçimine döndürmeden ne bağırsak sağlığımızı koruyabiliriz ne de kronik enflamasyon ve metabolik sendromdan korunabiliriz. Beslenme programına açlık sürelerini yavaş yavaş artırdığımız aralıklı oruç periyodlarını eklememiz son derece faydalı olacaktır. Ara öğün sadece şiddetli insülin direnci gibi zor zamanları aşarken gerekebilir, ancak ara öğün kavramı sağlıklı yaş almak kavramına uygun değildir. 8/16 aralıklı oruç herkes için uygun olmayabilir. Belki sadece 10 saat ile başlayabilirsiniz. Açlık saatlerini çoğunlukla gece uykusunda geçirmek avantaj olacaktır. İsterseniz üç öğün yersiniz ancak yine ara öğünden uzak durmalısınız. Yağ dokunun azalması ile beraber cinsiyet hormonlarını bağlayan ve kanda serbest halde gezmelerini önleyen SHBG artarak östrojen dominansı ve androjenik hormonlar baskılanacaktır. Androjenik hormonların azalması östrojene dönüşümün azalmasını ifade edeceği gibi, tüylenme ve akne ile mücadelenin en önemli parçasıdır.
Düzenli egzersizin metabolik sendrom, insülin direnci ve polikistik over konusunda büyük bir tedavi edici etkisi var. Kardiyo ve direnç egzersizlerinin bir arada yapılması glukozun hücre içine sokulmasında önemli rol oynuyor. N yazık ki sadece yürümek yetmiyor. Mutlaka kas yoğunluğumuzu artıracak ağırlık ya da kendi beden ağırlığımızı kullandığımız aktiviteleri eklememiz gerekiyor. Fonksiyonel tıbbın beş temel hedefinden biri olan egzersizin kalp-damar hastalıklarından demans ve Alzheimer’ın engellemesine kadar sayısız yararını sayabiliriz. Spor yapmayı sevmiyorum kalıbını sağlıklı yaşam hedefine oturtmamız ne yazık ki mümkün değildir. Sadece zevkle yapabileceğimiz bir modeli keşfetmemiz gerekiyor.
İnsülin direncinin giderilmesi için polikistik overin ve metabolik sendromun ağırlığına göre medikal destekler verilebiliyor. Metforminin uygun zaman dilimleri ve dozlarında kullanımı önerilebileceği gibi, berberin kullanımı da yine kan şekerinin hücre içine sokulması ve bağırsakta zararlı bakterilerin giderilmesindeki etkisi nedeniyle tercih edilebilir. Metforminin anti-aging tıbbı ve kanserin önlenmesindeki yadsınamaz yerini de belirtmemiz uygun olur. Bu arada hormon metabolitlerinin ve toksik maddelerin vücuttan atılımı için metilasyon başta olmak üzere sağlıklı dışkılamaya giden bir detoksifikasyon sağlığı oluşturmamız gerekiyor.
Polikistik over ve insülin direnci ile ilgili hele de yağ dokunuz yüksek miktarda ise en büyük hormonal problem östrojen dominansıdır. Polikistik overde çoğu zaman seyrek olan ya da olamayan yumurtlama nedeniyle progesteron hormonu yetersiz kalacak ve bir mitojen olarak kontrol edilmesi gereken östrojen hormonu karşılanamayacaktır. Bu durum eğer tesbit edilirse progesteron hormonu kişiye özel dozlarda tedavide kullanılabilir.