İNFERTİLİTENİN NEDENLERİ: KADINA AİT NEDENLER
Korunmayı bırakıp bir yıl boyunca çocuk sahibi olamayan her 100 çiftten 20 tanesi çocuk sahibi olamamaktadır. Bu sıkıntı ile başvuran çiftlerle öncelikle çok iyi iletişim kurarak evlilik ve korunmama süreleri, daha önceki korunma yöntemleri, varsa cinsellikte yaşadıkları sorunlar, birliktelik sıklıkları, alkol ve sigara kullanımları,stres düzeyleri, önceden geçirilmiş ameliyat ve hastalık öyküleri, varsa önceden uygulanmış tedaviler hakkında ayrıntılı bilgi alınır.
İnfertilitenin nedenleri çok çeşitlidir ve bazı nedenleri öykü ile anlamaya başlayabiliriz. Ancak nedenin ya da nedenlerin net tespiti için birtakım tetkiklerin yapılması gerekir. Spermiogram ile erkek faktörünün değerlendirilmesi, yumurtalık rezervi için hormon testleri, rahim içi doku ve tüplerin değerlendirilmesi için ilaçlı rahim filmi çekilmesi temel tetkiklerdir.
Yumurtlama ile ilgili sorunlar:
Yumurtlama ile ilgili sorunlar üç grupta incelenebilir:
*İlk grupta sanral sinir sisteminden yumurtalıklara uyarı yapması gereken FSH ve LH hormonlarının düzeyi çok düşüktür ve böyle olunca yumurtlamanın uyarılması ve yumurta gelişimi ile ilgili süreç gerçekleşemez. Hipogodadotropik hipogonadizm olarak adlandırılan bu grupta yumurtlamanın gerçekleşebilmesi için kadına dışarıdan fsh ve lh hormonu verilir. Her gün enjeksiyonu yapılan bu hormonlarla geliştirilen yumurta olgun hale gelince çatlatılır ve yaş, erkek faktörü ve çiftin diğer özellikleri göze alınarak aşılama ya da daha uygun olanı tüp bebek tedavisi uygulanabilir.
*İkinci grupta aksine FSH ve LH hormon düzeyleri yüksektir. Yüksek olmasına rağmen yumurtalıklarda uyarılacak yumurta sayısı az ya da yok olabilir. Kadının hormon düzeyleri ve ultrasonografide antral folikül denilen yumurta sayısı ölçümü göre azalmış yumurtalık rezervi, premenapoz ya da menapoz olabilir. Bu grupta eğer tedavi şansı varsa zaman kaybedilmeden tüp bebek programına alınmalıdır.
*Üçüncü grupta ise yumurtlama zorluklarının en sık nedeni olan polikistik over sendromu yer alır. Bu sendromun normal kadın populasyonunun %12-15 inde görüldüğü göze alınırsa bir hastalık olarak kabul edilmesi uygun değildir. Ancak eğer adet düzensizliği ve yumurtlama sorunu yapıyorsa infertilite nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun yanı sıra akne (sivilce), tüylenme ve kolay kilo alımına neden olabilir. Yumurtalıklarda çok sayıda 5 mm nin altında preantral folikül denilen yumurta adayı vardır.Ancak bu yumurta adayları; yumurta gelişim sürecinde duraklamaya ve sonra gerilemeye başlarlar ve etkili yumurta gelişimi olamadan yok olurlar. Yumurtalıklarda androjenik hormnların artışına neden olan bir hormon üretim süreci çoğunlukla vardır. Akne ve tüylenmenin nedeni bu androjenik hormon salınımı artışı ile açıklanır.
İnfertilite nedeni olarak ele alındığında polikistik overde yapmak gereken düzensiz olan ya da olamayan yumurtamanın sağlanmasıdır. Burada yumurtalıkları uyarmak için ağızdan veya cilt altından ilaçlar uygulanabilir. Yumurtalar olgun hale gelince yine ciltaltından bir enjeksiyonla çatlatılır ve ardından aşılama ya da tüp bebek yapılır. Tüp bebek; polikistik overi olan ve yumurtlama problemi olan bir kadın için eğer erkek faktörü normalse, kadın yaşı küçükse ve tüpler açıksa ilk tercih edilecek tedavi biçim değildir. Önce yumurtlama sağlanır , gerekirse 2-4 defa aşılama yapılır, ancak sonrasında gebelik sağlanamamışsa ileri tedavi yöntemlerinden bahsedilir. Bu arada erkek faktöründe de sıkıntı varsa, kadın yaşı ileri ve yumurtalık rezervi azalıyorsa, ya da tüpler tıkalı ise yani ek infertilite nedenleri de varsa tüp bebek daha ön planda düşünülebilir.
Vücut kitle indeksi yüksek olan polikistik overli kadınlarda önce beslenme düzenlenmeli, hareket artırılmalı ve gerekirse insulin direncinin düzeltilmesi için metformin kullanılmalıdır. Yaşam biçimi değişiklikleri ile kilo kaybı ve metabolik hızın artırılması birçok kadında kendiliğinden gebelik oranlarını artırır, tedavi gerektiren kadınlarda da tedaviyi kolaylaştırır. Kilo kaybı aynı zamanda kilosu yüksek polikistik overli kadınlarda ilerdeki yıllarda riski artan diyabet, endometrium ve meme kanseri risklerini de azaltacaktır.
Tüplerin tıkalı olması:
Bir kadının gebe kalabilmesi için en az bir tüpünün sağlıklı olması gerekir. Yumurtlama ile salınan yumurtanın alınması tüp tarafından sağlanır ve yumurta ile sperm ilk olarak tüplerde birleşir. Embriyo burada oluşarak tüp içinde rahime doğru göç eder ve rahime yerleşir. Bu durumda tüp ya da tüplerin açık ve iç yapısının da doğru fonksiyone etmesi gerekir.
Özellikle cinsel ilişki ile bulaşan jinekolojik enfeksiyonlar tüplere ulaştığında hasar oluşturabilir. Batın içi enfeksiyonlar da (apendisit gibi) ya da tüberküloz gibi batında şiddetli yapışıklık nedeni olan enfeksiyonlar da tüpleri olumsuz etkileyecektir. Endometriosis, geçirilmiş batın ameliyatları gibi nedenler de yapışıklıklarla tüp fonksiyonlarını bozabilmektedir.
Her iki tüpün tıkalı olduğu durumlarda gebelik mümkün olmayacak ve tüp bebek tedavisi gerekecektir.
Rahimin doğumsal anomalileri:
Rahimin doğumsal anomalileri arasında en sık görülen tam ya da tam olmayan, perde gibi rahimin iç dokusunu bölen ayrılma anomalileridir (uterin septum). Rahim içi dokunun iyi bir üç boyutlu değerlendirmesi ve ilaçlı rahim filmi ile tanısı konur ve histeroskopik cerrahi ile rahimin üst kısmından aşağı doğru uzanan septum dokusu kesilerek rahim içi doku normal yapı ve genişliğine ulaştırılır .
Bunun dışında çift rahim gibi daha zorlu rahim anomalilerinde problemin ne olduğu ve şiddetine göre çözüm üretilmeye çalışılır.
Rahimde myom ya da polip varlığı:
Embriyonun sağlıklı biçimde rahim içi dokuya yerleşebilmesi için endometrium denilen rahim içi dokunun rahat ve uygun kalınlıkta olması gerekir. Rahim içi dokuda yer kaplayan submuköz myom ve endometrial polipler embriyonun rahim içi dokuya yerleşmesine engel olacaklardır. Bu patolojilerin histeroskopik girişimle düzeltilmesi tek başına sorunu ortadan kaldırıp kendiliğinden gebelik oluşmasını sağlayabilir. İnfertilite için tedavi gerektiren vakalarda da öncesinde mutlaka rahim içi dokunun düzeltilmesi gerekir.
Rahim içi dokuda yapışıklık(sineşi):
Rahim içi doku yapışıklığının en sık nedeni geçirilmiş kürtajlardır. Kürtaj sayısı arttıkça yapışıklık riski de artar. Bunların dışında histeroskopik myom ya da polip cerrahileri sonrasında ya da enfeksiyonlardan sonra da sineşiler oluşabilir. Burada problem embriyo yerleşebilmesi için yeterli kalınlıkta endometrium dokusu yani rahim içi doku oluşamamasıdır. İlaçlı rahim filmi ile tanısı konur. Histeroskopi ile yapışıklıklar düzeltilir. Zaman zaman birden fazla seans gerektirebilir.
Tüplerde sıvı birikmesi(hidrosalpenks):
İlaçlı rahim filmi ile tanısı konan hidrosalpenkste tüp fonksiyonunu yitirdiği için gebeliği sağlayamaz. Bu arada rahim içi dokuya içeriğindeki sıvıyı da zaman zaman boşaltabilir ve gebelik oluşumuna bu yolla da engel olabilir. Laparoskopik yoldan içi sıvı dolu tüplerin alınması ya da histeroskopik yoldan tüp girişinin bloke edilmesi özellikle tüp bebek planlanan vakalarda embriyo transferinden önce yapılmalıdır.