Çabucak söyleyeyim: Sonuna kadar…
Biz hastalarımızla tedavi biçimlerini, kullanılan ilaçların nasıl etki ettiğini, nasıl ve ne doz uygulanacağını, ne sıklıkla kontrole geleceklerini, yumurta toplanması, embriyo transferi aşamalarını anlatırken sınırlarımızı çok net çiziyoruz. Çiftin bütün detayları göz önünde tutularak ince detaylar içeren KANITA DAYALI TIP prensiplerini temel alarak kararlar veriyoruz ve bunları hastalarımızla doğrudan paylaşıyoruz. O kadar çok detay ve kişisel farklılık var ki, zaman zaman bunların harmanlanıp doğru karar noktasına ulaşması oldukça zaman alıcı oluyor. Özellikle tekrarlayan tüp bebek tedavi başarısızlığı yaşayan çiftlerde yeni testler ve tekrar değerlendirmeler gerekebiliyor. Zaman zaman bu yolculuk sırasında yorulmak, sıkılmak, kaygı duymak, ümitsiz ve çaresiz hissetmek tamamen insana özgü ve tamamen çok doğal… Sadece bu duyguların size özel durum ve tanıda, bu tanıya yaklaşım ve çözüm sürecinde ne kadar gerçekçi olduğunu tekrar tekrar düşünmek gerekiyor. Öyle zorluklar var ki gerçekten bu duyguların tümüyle haklı olduğunu söyleyebiliriz, öyle kolay çözüme gidecek durumlar var ki kendimizi yıprattığımızla kalırız.
Burada sizin ve eşinizin ne hissettiğini, zaman zaman zorlu olabilen bu yolculuğa nasıl baktığınızı, karşılaştığınız zorluklarla baş etme biçiminizi karşılıklı paylaşmak gerektiğini düşünüyorum. Aksi halde ortada bir iletişim sorununun varlığını kabul etmek gerekiyor. Durumunuzu ve yapmanız gerekenleri, tedavi adımlarını doğru algılayabilmeniz için bakış açınızın olumlu olması ve böyle kalması gerekiyor. Bunu sağlayabilmek için de daime çalışan tek mekanizma; iletişim sanatıdır.
Duygu durumumuz; hormonlarımızın doğru salınmasını ve dolayısıyla tedavi cevabımızı etkileyebiliyor. Aynı biçimde yine duyduklarımızı nasıl algıladığımız da duygu durumumuzla yakından ilişkili olarak değişiyor. Size söylenen detayları negatif ya da pozitif algılayabilirsiniz. Sadece söylendiği biçimde, doğru algılayabilmek için de adil, meraklı,mantıklı ve olumlu bir düşünce biçimi gereklidir.
Burada elbette çok az yumurta sayısı, çok kötü yumurta kalitesi,hiç yumurta elde edilememesi, keza erkekte yetersiz sayı ve kalitede ya da hiç sperm bulunamaması durumunda sizin psikolojik durumunuzun bunlara yol açtığı ya da tedaviyi olumsuz etkilediğini söyleyemeyiz. Psikolojik durumun hücreleri yoktan var etmesi ya da varolan hücreleri yok etmesi gibi bir iddianın mantıklı olmayacağı açıktır. Ancak gebe kalamamanın bu gibi ağır nedenleri yanında; genetik, geçirilmiş cerrahi ya da sistemik hastalıklar, enfeksiyonlar, geçirilmiş kemoterapi, radyoterapi gibi çok sayıda nedeninin yanı sıra açıklayamadığımız pek çok nedeni vardır. Nedenini bildiğimiz her durumu tedavi etmeye uğraşırken sizin ruhsal bütünlüğünüzün korunması tedavi seyrindeki belki de en önemli detaydır. Tedavinin zorlu olduğu durumlarda da eldeki hücreleri en doğru tedavi için kullanırken sizin inançla ve hevesle , biraz da olumlu ruh halinizi inatla korumanızı isteriz.
Unutmayın ki siz tüp bebek ekibinin dışında değilsiniz, aksine bu ekibin en önemli parçası sizsiniz. Ümidinize ulaşmak için sizin için uğraşan insanlara en büyük desteğiniz duygusal olarak ekibin yanında olmaktır. İyilik bulaşıcıdır ve herkesi hızla içine çeken bir duygudur aslında… Yapıcı, olumlu, anlayışlı,ümitli bir ruh hali varsa bu herkesin kocaman bir gülümseme ile sürecin içinde kalmasını sağlayacak ve sizi başarıya giden yolda her zaman şanslı kılacaktır.
Biz ekip olarak imkansızı başardığımız her çiftte bu vazgeçmeyen,inatçı biçimde pozitif ve herkesin birbirini yukarıya taşıdığı duygu durumunun bir parçası olduk. Seçimlerimizin bütün yaşamımızı etkilediğini hepimiz biliyoruz, çizginin neresinde kalacağımıza ya da ne zaman yön değiştireceğimize kendimiz karar veriyoruz.
Ümidinizin gerçek olması dileğiyle…